top of page
  • Azra Ayhan

BioNTech’ten Kanser Aşısı Müjdesi! Yeni aşı 2030’dan önce gelebilir…

Kanser “aşısı”... Kulağa ne kadar da hoş geliyor değil mi? İşte bize bu müjde ve umudu sağlayan kişiler; tüm dünyayı derinden etkileyen Covid-19 virüsünün aşısını geliştiren, milyonlarca insanın hayatını kurtaran, BioNTech’in kurucu ortakları Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci.


Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kanser, dünya genelinde yaklaşık 20 milyon kişinin sahip olduğu bir hastalık türüdür. Bu sayı çok ciddi bir rakam olmasının yanı sıra kanser dünya genelinde ikinci en sık ölüm nedeni olarak karşımıza çıkar.


Şahin ve Türeci “BBC’s Sunday with Laura Kuessberg” programında verdikleri röportajda kanser aşısıyla ilgili net bir tarih verdi ve bu haber tüm dünya için yeni bir müjde haline geldi.

Prof. Dr. Umut Şahin’e kanser aşısının dünyadaki bu hastalıktan muzdarip olan milyonlarca insana ne zaman ulaşabileceği sorusu yöneltildiğinde, Şahin bunun 2030’dan önce olabileceğini söyledi.

İşte şimdi bununla ilgili yeni detaylara göz atalım:

“Yıllarca kanser aşısı geliştirmek için yaptığımız çalışmalar Covid-19 aşısını bulmamızdaki en büyük etken oldu ve şimdi Covid-19 aşısını geliştirme konusundaki deneyimlerimiz kanser aşısını bulma alanındaki çalışmalarımıza bir yol gösteriyor.”

BioNTech aslında pandemi başlamadan önce mRNA kanser aşıları üzerinde çalışıyordu fakat koronavirüs ile birlikte tüm rotalarını Covid aşılarını üretmeye çevirdi. Ve kanser aşılarında yaptıkları mRNA çalışmaları aynı zamanda koronavirüs aşısının etkili bir mRNA aşısı olmasına yol açtı. Şimdi de Türeci ve Şahin’in yukarıda ifade ettiği gibi mRNA aşıları bu sefer de kanser için kullanılacak. Peki nedir daha önce üzerinde çalışılan BU mRNA aşılar?


Covid-19’a karşı geliştirilen yeni teknoloji aşılardan biri de mRNA aşısıdır.

Hücreler çeşitli hücresel faaliyetlerini yerine getirebilmek için DNA adı verilen genetik dizilerden faydalanır. DNA’da gerçekleşen protein üretimi sırasında ise tüm proteinlerin genetik kodlarını ve bilgilerini içeren RNA adı verilen molekülden faydalanılır. 3 farklı türde RNA bulunur. Bunlardan biri de “messenger RNA” yani mRNA olarak bilinen belirli protein dizilerinin kodlandığı ve proteinlerin sentezlenmesini sağlayan RNA molekülleridir.

Bu aşıların işleyişi ise şu şekildedir:

Hastalığa neden olan virüs veya bakterinin hücresel proteinlerinin kodlarını taşıyan mRNA’lar aşı olarak vücuda verilir. Bu sırada vücutta belirli bir süre hastalığa sebebiyet veren bu moleküller hızlıca üremeye ve çoğalmaya başlar. Üretilen yeni protein molekülleri, bağışıklık sistemimiz tarafından sanki vücuda yeni giren bir düşmanmış gibi tanımlanır ve bağışıklık sistemimiz bu yeni “düşman” moleküllere karşı antikor yani bağışıklık hücrelerini üretmeye başlar. Dolayısıyla mRNA vücutta kaldığı süre boyunca bağışlık sistemini güçlü bir şekilde uyararak bize hastalıkla ilgili bir korunma/iyileşme bariyeri oluşturup yeni bir bağışıklık sağlar.


Aşıları artık nasıl daha iyi ve daha hızlı üreteceklerinin belirten Türeci, çok sayıda insanda da bağışıklık sisteminin mRNA’ya nasıl bir tepki verdiğini öğrendiklerini vurguluyor.


Halen temkinli bir yaklaşım sergileyen ve kansere kesin bir çare bulacaklarını söylemekten çekindiklerini dile getiren ikili yine de birtakım çalışmalarının devam ettiğini ve kanser aşısının geliştirmesini hızlandıracak pek çok olumlu klinik çalışmaların varlığından söz etmektedirler.

 

Kaynakça:

Comments


bottom of page