İklim değişikliği günümüzde insanlığın karşı karşıya kaldığı en ciddi ve belki de çözülmesi en zor olan küresel sorunlar arasında başı çekmektedir. 1995 yılının Mart ayından beri üye ülkeler iklim değişikliğinden kaynaklanan sıcaklık artışlarını kısıtlamak ve iklim değişikliğinin önüne geçilmesi için ortak politikalar oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi/Konferans’ı (United Nations Climate Change Conference veya Conference of the Parties of the UNFCCC) olan COP’ye katılmaktadırlar. Ancak bu konferanslardan neredeyse hiçbir zaman istenilen verim alınamamış ve başarısız olunmuştur. 6 Kasım’da bu konferansların 27.’si olan COP 27, Rusya-Ukrayna savaşının ve global resesyon endişelerinin gölgesinde Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde başlamıştır. Gelin bu seneki konferansı daha yakından inceleyelim.
Birleşmiş Milletler, iklim değişikliğini “sıcaklıklardaki ve hava koşullarındaki uzun vadeli değişimler” olarak tanımlamaktadır. İklim değişikliğinin temel nedenleri arasında ise insan faaliyetleri veya daha spesifik olmak gerekirse kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtların kullanımını göstermektedir. 2016’da imzalanan Paris İklim Antlaşması kapsamında ülkeler küresel sıcaklık artışının 1.5 °C ile sınırlandırılabilmesi için finansal destek de dahil olmak üzere gereken bütün çabayı sarf edeceklerini vaat etmişlerdir. Geçtiğimiz sene ise Glasgow’da üye ülkeler dünyanın karbon emisyonunun yaklaşık olarak %40’dan sorumlu olan kömürün kullanımının azaltılması yönünde karar almışlardır ve fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye daha hızlı bir geçiş çabasının sinyallerini vermişlerdir. Ancak Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’yı işgaline karşı uygulanan ve Rusya’nın enerji ihracatını hedef alan yaptırımlar sonucunda aslında dünyanın hala kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara bağımlı olduğu açıkça görülmektedir. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke, önceden iklim değişikliğinin etkilerini azaltma doğrultusunda kapattığı kömür ile çalışan termik santralleri, olası bir enerji krizinin önüne geçmek için tekrar açmıştır. İklim değişikliğine karşı hızlı bir gelişme sağlanamasının diğer bir nedeni ise yenilenebilir enerji üretiminin ve gerekli altyapı sistemlerinin kurulabilmesi için gereken finansmandır. Gelişmiş üye ülkeler, 2020’nin sonuna kadar gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğine karşı aksiyon alabilmeleri için 100 milyar dolar ($) tutarında destekte bulunma sözü vermişlerdir. Ancak bu söz daha yerine getirilmemiştir. Avrupa Birliği liderleri yaptıkları bir açıklamada 2023’e kadar 100 milyar dolarlık destek sözünün geç de olsa gerçekleştirileceğini açıklamışlardır. Buna ek olarak, konferanstan önce yayınlanan Birleşmiş Milletler destekli bir rapora göre gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele edebilmesi için 2030’a kadar en az 1 trilyon dolarlık dış finansman ihtiyacı bulunmaktadır. Ülkelerin mevcut ekonomik durumuna bakıldığında ise bu büyüklükteki bir finansmanın sağlanması şu an için zor bir hedef olarak görülmektedir. Çünkü neredeyse her ülke enflasyon gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanan ekonomik sorunlarla boğuşmaktadır. Her ne kadar yüksek karbon emisyonuna ve yüksek fosil yakıt kullanımını sahip ülkelerin tüketimleri karşılığında düşük karbon emisyonuna sahip ülkelere bir fon sistemi kapsamında ödeme yapması tartışılsa da ülkelerin ortak bir karara vararak bu sistemi kabul etmesi zor görünmektedir. Bazı büyük şirketler ise bu alandaki çalışmalarını hızlandırmak için hükümetlerden daha sadeleştirilmiş ve aksiyon temelli politikalar geliştirmelerini, daha fazla teşvik ve vergi indirimleri istemektedirler. Ayrıca, aynı veya farklı sektörler fark etmeksizin diğer şirketlere daha çok işbirliği yapılması davetinde bulunmuşlardır.
Detaylı olarak incelendiğinde durum her ne kadar içinden çıkılamaz gözükse de, hem liderler hem de şirket yöneticileri artık sorunun ciddiyetinin gerçekten farkına varmış ve sorunu çözmek için aksiyon almaya hazır olduklarını belirten açıklamalar yapmışlardır. Umarız ki bu seneki görüşmeler sonucunda dünyanın yararına olan, uygulanabilir, somut kararlar alınır ve belirtilen hedefler doğrultusunda gerçekten uygulanır.
-Asrın Tan Çıkrıkçı
Kaynakça
Comments