top of page
  • Begüm Burçak

İstanbul Sözleşmesi Feshedildi Ama Karar Mecliste Verilmedi

20 Mart tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedilen uluslararası İstanbul Sözleşmesi'nin iptaline tepkiler gün geçtikçe büyüyor.


İstanbul Sözleşmesi Nedir ?

Avrupa Konseyi, insan haklarının korunmasındaki rolünü üstlenerek Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni (İstanbul Sözleşmesi) kabul etmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nin bir insan hakkı ihlali olarak, kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadelede en geniş kapsamlı yasal enstrüman olduğu geniş biçimde kabul edilmektedir. Sözleşme 2011 yılında imzaya açılmasından bu yana, her kademede, milli, bölgesel ve yerel yönetimlerde, kamuoyunda, parlamentolarda, diğer ulusal, bölgesel ve uluslararası insan hakları kuruluşlarında, sivil toplum örgütlerinde, medyada ve akademik çevrelerde önemli destek görmüştür. Sözleşme, kadınları ve kızları şiddetten korumaya yönelik vizyonu sayesinde ulusal ve uluslararası ödüller almıştır. 2014’te kabulünden sadece üç yıl sonra yürürlüğe girerek, gerek Üye Devletlerin toplumsal cinsiyet temelli şiddeti sona erdirme çabalarında kendilerine yol gösterecek yasal bağlayıcılığı olan bir sözleşmeye olan ihtiyaçlarını, gerekse Üye Devletlerin sözleşmede yer alan ilke ve değerlere olan bağlılıklarını ortaya koymuştur.( Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi): sorular ve cevaplar, Avrupa Konseyi, https://rm.coe.int/09000016809e40ca)


Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun temsilcisi, Gülsüm Kav, İstanbul Sözleşmesinin temel amaçlarını ve maddelerini şu şekilde açıklıyor:

"Sözleşme ilk olarak önleyici tedbirlerden söz ediyor. Şiddetin çıkmaya cesaret bulamayacağı bir toplum yaratın. Bu da eşitlikçi toplumdur. Toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün topluma, eğitimler de dahil olmak üzere her türlü yolla yayın. İkincisi, hemen böyle bir toplum yaratamayabilirsiniz, şiddet eski ve köklü bir sorun diyerek anlayışlı davranıyor sözleşme imzacı devletlere. Hemen böyle bir toplum yaratamazsan, tehdit söz konusuysa, kadınları etkin, aktif koru diyor. Yani bizim için 6284 sayılı kanunu tam uygula diyor. Üçüncü adımda da diyor ki, önleyici bir toplum yaratamadın, kadını korumak istedin ama koruyamadın, ola ki bir kadın zarar gördüyse, o zaman en azından etkin kovuşturma yap ve etkin ceza sitemi olsun, adaleti sağla. En son olarak da, sözleşme artık anlayışlı değil, talepkâr. Bunları yapıyorsan bile yetmez, bana kadınları geleceğe dönük nasıl güçlendireceksin, onu göster diyor."

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Nedir ?

Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, kanunlarla düzenlenmemiş ve Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülmemiş olmak kaydıyla yürütme yetkisine ilişkin konularda ve ayrıca Anayasada belirtilen münhasır alanlarda, Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya Anayasadan aldığı yetkiye dayanarak çıkardığı düzenleyici işlemlerdir. (Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Hukuki Rejimi ve Anayasallık Denetimi, Prof. Dr.Yavuz Atar, https://ayam.anayasa.gov.tr/media/5902/yavuz-atar.pdf)


İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi birkaç aydır kamuoyunun gündeminde olan bir konuydu. Birçok politikacının, hukukçunun ve toplumun farklı kesimlerinin konuyla ilgili görüşleri değişiklik gösteriyor.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'nın sözleşmenin feshi ile ilgili yaptığı açıklama ise şu şekilde:

"Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir. Kadınlarımıza sahip çıkmada geri duracak olursak hiçbir zaman bu dünyada da ebedi alemde de Rabb'imize hesabını veremeyiz. Kadınlarımız lehine yaptığımız bunca düzenleme varken, tartışmayı değerlerimize düşmanlık aracı haline dönüştürmeye çalışan bir avuç sapkına da meydanı bırakmayacağız. Milletin millet, ailenin de aile olmasını zedeleyecek anlayışlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Aile kurumunu zayıflatacak hiçbir işin içinde yer almayacağız."

Sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedilmiş olması ise gündeme yeni tartışmaları getirdi. İstanbul Barosu'nun yapmış olduğu açıklamalara göre sözleşmenin feshinin Anayasaya aykırı olan tarafları bulunmakta. ( İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Neden Feshedilemez, İstanbul Barosu, www.istanbulbarosu.org.tr, 25.03.2021)

Bunun başlıca sebepleri şu şekilde sıralanabilir;

  • İstanbul Sözleşmesi TBMM tarafından onaylanmış bir uluslararası Sözleşmedir. 6251 sayılı onaylamayı uygun bulma Kanunu uyarınca, ancak yasama yetkisini elinde bulunduran Meclis tarafından feshedilebilir, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yani yürütme yetkisi ile feshedilmesi mümkün değildir. (KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELEYE İLİŞKİN AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN, TBMM, https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/kanunlar_gd.durumu?kanun_no=6251)

  • İstanbul Sözleşmesi uluslararası bir insan hakları sözleşmesidir. Anayasamızın 104. maddesinde, ”temel haklar, kişi hakları konusunda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz” ifadesine açıkça yer verilmiştir.(Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, TBMM, www.tbmm.gov.tr)

  • Bunlara ek olarak da, 15.07 2018 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan "Milletlerarası Andlaşmaların Onaylanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde" Cumhurbaşkanına Uluslararası Sözleşmeleri feshetme yetkisi verilmemiştir.(MİLLETLERARASI ANDLAŞMALARIN ONAYLANMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/19.5.9.pdf, 15/7/2018)

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Marija Pejcinovic Buric ise konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kulandı:

"Türkiye'nin, Avrupa Konseyi'nin kadına yönelik şiddetle ilgili İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiğini açıklaması, Türkiye’de, Avrupa ve ötesinde kadınların korunmasını tehlikeye atan büyük bir gerilemedir."

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin yeni seçilen Başkanı Leendert Verbeek'in de ifadeleri aynı yöndeydi:

“Bu haber bizi derinden endişelendiriyor ve üzüyor. İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi'nin dönüm noktası niteliğindeki bir antlaşmasıdır. Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önleyerek, yargılayarak ve ortadan kaldırarak kadınları şiddete karşı korumak için uluslararası bir yasal çerçeve oluşturmuştur. 10 yıl önce Avrupa Konseyi Türk Cumhurbaşkanlığı döneminde İstanbul'da imzaya açılmış ve Türkiye parlamentosunun oybirliğiyle aldığı oylamadan bir yıl sonra onaylayan Türkiye tarafından hemen imzalanmıştır. Yerel ve bölgesel yönetimler, vatandaşların günlük yaşamına en yakın olanlardır ve kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet belasına günlük olarak yanıt vermek zorundadır. Bu sorun Covid-19'un bir sonucu olarak daha da arttı. Avrupa'daki 150.000 bölge topluluğunu temsil eden Kongre, Türkiye Cumhurbaşkanının ülkesini bu önemli Sözleşmeden çekme kararından derin üzüntü duymaktadır. Bu hareket yanlış sinyal veriyor ve Türk toplumunu şiddetle mücadele etmek için hayati ve çok ihtiyaç duyulan bir araçtan yoksun bırakıyor.
Bu nedenle, bireylerin şiddete karşı korunması adına Türk yetkilileri İstanbul sözleşmesini yeniden gözden geçirmeye ve içinde kalmaya çağırıyorum. "
 

Kaynakça:


Comentários


bottom of page