8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü bu yıl da her yıl olduğu gibi Taksim’de yapıldı. Dünya Kadınlar Gününde alanda olan muhabiriniz ben, size yürüyüşün yirminci yılının nasıl geçtiğini aktaracağım.
Getirilen Yasak ve Kısıtlamalar
Yürüyüş, 7 Mart gününde İstanbul Valililiği tarafından yasaklandı. Beyoğlu Kaymakamlığınca “hak ve özgürlüklerin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla 2911 sayılı Toplantı ve Yürüyüşleri Kanunu ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca” yürüyüşe müsaade edilmeyeceği söylendi. Aynı zamanda toplanma alanı olarak belirlenen İstiklal Caddesi’ne erişimin engellenmesi adına M2 metrosunun Taksim durağı kapatıldı. Yürüyüş gününde ise Şişhane durağının kapatılması kararı verildi.
Yürüyüş Başlamadan Gözaltılar Başladı
Kadıköy’den Beşiktaş’a vapurla geçmek isteyen katılımcıları iskelede ikametgâh soran polisler karşıladı. İkametgâhı karşıda olmayanların vapura binemeyeceği söylendi. Çıkan kargaşada büyük çoğunluğu Kadın Savunma Ağı üyeleri olan birçok kadın gözaltına alındı. Aynı şekilde Beşiktaş’tan Taksim’e ulaşmaya çalışan kadınlar da ikametgâh sorgusuna çekildi. Yürüyüşten önce en az 38 kadının gözaltına alındığı biliniyor.
Karaköy İskelesi Ablukası
Ulaşım kısıtlamalarından ötürü toplanma yeri İstiklal Caddesi’nden Sıraselviler Caddesi'ne değiştirildi. Sıraselviler’e ulaşmaya çalışan toplulukları polis barikatları engelledi. Oba Sokak, Firuzağa ve Tophane’de çok sayıda insan toplandı. Ben de Tophane’de bir araya gelen grubun içerisindeydim. İstiklal’e çıkan tüm yollar barikatlarla kapatılmıştı, yalnızca denize paralel bir şekilde sağa ve sola küçük adımlar atmamıza izin verildi. Kısıtlı hareket imkanımız olmasına rağmen gösterilere ve slogan atmaya burada başlandı. Topluluğu dağıtmak adına ilk biber gazı müdahalesi, trafiğin hala akmaya devam ettiği Tophane tramvay istasyonu önünde gerçekleşti. İlk müdahaleden kısa süre sonra Karaköy’e giden yol, polisler tarafından açıldı. Yol boyunca biber gazı müdahaleleri devam etti. Dövizlerini gururla kaldırıp sloganlarını atan kadınlar ve LGBTI+ler, polis tarafından kaldırımlara sürüklendi. “Hanfendi kaldırıma, hanfendi kaldırıma!” diye haykıran polisler, kaldırımları hedefleyerek biber gazı attılar. Dar alanlara çekilen eylemciler, yakın mesafeden biber gazına maruz kaldı. Tophane’de bir araya gelen grup olarak kendimizi Karaköy İskelesinde ablukada bulduk.
Planım İstiklal yakınlarında arkadaşlarımla buluşup döviz hazırladıktan sonra hep beraber yürüyüşe katılmakken arkadaşlarımdan tamamen ters istikamette barikatlar arasında kaldım. Oraya gelene kadar da kartonumu gerek barikatlara, gerek otobüs duraklarına, gerek gazla kaplı sokaklardaki dükkan camlarına yaslayarak dövizimi hazırladım.
Ablukada olsak dahi eylemciler olarak pes etmedik, “Her yer Taksim, her yer direniş” naraları atarak eylem ve kutlamalarımızı denizin önünde isyan ve coşkuyla gerçekleştirdik.
Yürüyüşte Trans Kadınların Yeri
Ben ve arkadaşlarım, 19:00 sularında alana yaklaşıp ters yönlerdeki gruplara katılmamızın üzerine ancak 22:00 sularında Karaköy’de bir araya gelebildik. İlk konuştuğumuz konu, her iki grubu da bir trans kadının yönettiği, polisle iletişime geçtiği, cesurca liderlik görevini üstlendiği ve her eylemde aynı şeyin yaşandığı oldu. Bu nedenle yazımda yürüyüşte trans kadınların yeri ve önemine yer vermek istedim.
Yürüyüşte “Dünya yerinden oynar, kadınlar özgür olsa!” sloganının yanı sıra “Dünya yerinden oynar, translar özgür olsa!” ve “Trans kadınlar kadındır!” sloganları da atıldı. Mizojininin yanı sıra transfobiden de etkilenen, seks işçiliğine sürüklenerek emekleri erkekler tarafından sömürülen, katilleri erkek adalet tarafından aklanan trans kadınlar, tartışmasız en çok örselenen gruplardan biridir. Bu nedenle trans kadınların bu yürüyüşte temsili ve varlığı bir hayli önemlidir. Buna rağmen trans dışlayıcı çeşitli grupların “Kadın kadındır, cis babandır.” şeklindeki pankartlarla yürüyüşün kapsayıcılığına zarar vermesi kabul edilemez. Bu nedenle trans-feminist sloganlara karşı çıkan, kenarlardan yürüyerek kortejin önüne geçmeye çalışan trans dışlayıcı gruplar engellenmiş, tüm LGBTI+lerin güvenliği korunmuştur. Ataerkinin tahakkümü altında yaşam mücadelesi veren her grup feminizme dahildir ve 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü'ne davetlidir.
Barikatlar Yıkıldı, Cihangir Alındı
Uzun mücadele sonucunda gece 12:00 sularında polis barikatları aşıldı ve Cihangir alındı. Kortej, "feminist isyan her yerde" yazılı pankartın arkasından yürüdü. Şarkılar söylendi, halaylar çekildi, sloganlar atıldı, bayraklar sallandı. “İnadına isyan, inadına özgürlük!” denilerek hak arayışıyla beraber kutlamalar da yapıldı. Düşenler kaldırıldı, limon ve su ile yardımlar yapıldı. Destek ve dayanışma hat safhadaydı.
Yürüyüşün ardından basın açıklaması okundu: "Patriyarkanın, kapitalizmin, ırkçılığın, savaşın, işgalin, dini baskının, emek sömürüsünün olmadığı eşit ve özgür bir dünya kurmadan feminist isyan bitmeyecek!"
Görsel Kaynağı: https://twitter.com/8MartYuruyus/status/1501254635201470465
Kaynakça
Comments