top of page
  • Alara Su Şimşek

Mezun Röportajları - Av. Yasemin Kınay

Üsküdar Amerikan Lisesi'nden kaç senesinde mezun oldunuz? Sonrasında öğreniminize hangi üniversitede devam ettiniz?

Üsküdar Amerikan'dan 2009 senesinde mezun oldum. Sonrasında Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde lisans eğitimi aldım. Ordan 2013 yılında mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi Ekonomi Hukuku programında yüksek lisans yaptım.


Şu an nerde çalışıyorsunuz?

2015 yılından beri GSG Hukuk Bürosunda "Corporate Law" üzerinde çalışıyorum. Büro olarak temelde Türkiye'de yatırım yapmak, şirket kurmak, satın almak ya da satmak, şirketlerini birleştirmek veya ayırmak isteyen çoğu yabancı olan müşterilere hukuksal danışmanlık veriyoruz ve inceleme raporları hazırlıyoruz. Bu açıdan ben hukukun genellikle avukat denildiği zaman akla gelenden birazcık daha farklı, kurumsal bir kolunda çalışıyorum.


Hukuk okumayı nasıl tercih ettiniz? Üsküdar Amerikan bu seçiminizde nasıl bir rol oynadı?

Bana göre hayattaki en büyük zenginlik bir meslek sahibi olmaktır çünkü eğer bir mesleğin varsa er zaman için farklı yerlerde, alanının farklı kollarında çalışabilirsin. Hatta bir süre çalışmayabilirsin ama mesleğin her zaman cebindedir. Bu noktada avukatlık beni cezbediyordu zaten. Ayrıca 19 yaşında bu mesleği seçtiğim zaman herkes tarafından saygı duyulacak bir mesleğe sahip olacak olduğumu düşünmem de hukukun altına benim için fazladan bir artı koyuyordu. Bunun dışında sosyal, insanlarla sürekli iletişim içinde olduğun bir meslek olması da benim için önemli bir faktördü. Özellikle doğru iletişim kurmanın giderek büyüyen bir problem haline geldiği şu dönemlerde hukuk okumuş olmanın da bana kendimi düzün cümlelerle açık açık ifade edebilme, karşındakini dinleyebilme gibi beceriler de kattığını düşünüyorum. Ayrıca ailemden ilk defa bir avukat çıkıcak olması fikri de beni fazlasıyla bu mesleğe çekiyordu. Okul seçimimde bana kayda değer miktarda yardımcı oldu. Üsküdar Amerikan'da okurken bize sürekli olarak kişilik testleri yapılıyordu ve bu testler sonucunda karakterimize uygun olabilecek potansiyel meslekler çıkarılıyordu. Testlerin sonuçlarını da üniversite danışmanları ile uzun uzun konuşuyor, değerlendiriyorduk. Sadece bu testlere bağlı değildik tabii ki de. Danışmanlar da o konuşmalar sırasında hep bizi tanımaya çalışıyorlardı. O sohbetlerin sonucunda da işte bu meslek sana uyun olabilir, bunu değerlendirebilirsin diye bizi yönlendiriyorlardı. Bu anlamda da meslek seçiminde okulun bana katkısı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ama bu somut bir katkı. Aynı zamanda lisede beş sene boyunca gördüğümüz eğitim ve sahip olduğumuz ortam da seçimlerimizde büyük bir rol oynadı. Lisemizin öğrencilerin kendi ayakları üzerinde durmasını bilen bireyler yetiştirme misyonu da bana çok yardımcı oldu.


Üsküdar Amerikan'nın size kattığı beceriler iş hayatınızda size katkı sağlıyor mu? Eğer sağlıyorlarsa nasıl?

Üsküdar Amerikan bence bize lise hayatımız boyunca gerçek dünyanın sadece derslerden ibaret olmadığını gösterdi. Evet, ders yükü çok ağır olan bi okuldu ve çok çalışmamız gerekiyordu ama dönem arkadaşlarımızla çok koordineli çalıştığımız, iletişim içinde olduğumuz faaliyetler ve aktiviteler yapıyorduk. Ki ben şu an 30 yaşımdaki Yasemin olarak bunu çok daha iyi idrak ediyorum. Okul, kendi içinde çok sosyal ve aktif olmamızı sağlıyordu ve bunun için de teşvik ediyordu. Bu nedenle arkadaşlıklarımız ve ilişkilerimiz çok gelişti. Bunun bana nasıl faydası oldu? Bence hukuktaki en önemli şey iletişim. Sağlıklı bir iletişim yürütebiliyor olmak bence çok önemli çünkü mesleğin temelinde iletişim, karşındakini anlamak yatıyor. Dolayısıyla müvekkilinle ilişkini sağlam temellere oturtmak, o güveni sağlamak bütünüyle iletişimi düzün kurabilmekten geçiyor ve her şey daha düzgün ilerliyor bu sayede. Kısacası lise hayatı boyunca Üsküdar Amerikan'ın bizi hep sosyalliğe itmesi, grup çalışmaları yapması beni, bizi sosyal anlamda çok geliştirdi ve meslek hayatımda da bu sosyal gelişim bana çok büyük fayda sağladı.


Üsküdar Amerikan mezunu olarak İngilizcenizin meslektaşlarınızdan daha gelişmiş olduğunu düşünüyor musunuz? Öyle ise bu durum ne işinize yarıyor?

Aslında bir önceki soruyla bağlantılı olucak ama ben Üsküdar Amerikan'ın bana kattığı en önemli özelliklerden birinin İngilizce olduğunu düşünüyorum. Doğruyu söylemek gerekirse İngilizcemin çalıştığım büro bünyesindeki meslektaşlarımdan daha gelişmiş olduğunu düşünmüyorum çünkü ağırlıklı olarak yabancı müvekkillerle çalıştığımız için İngilizcesi yetersiz olan avukatlar maalesef bizim hukuk büromuzda işleri yürütemez. Dolayısıyla ben de, beraberinde çalıştığım tüm avukat arkadaşlarım da İngilizce yeterlilik sınavına tabii tutulduk işe girmeden önce. Ancak eğer ben Üsküdar Amerikan'da bu kadar gelişmiş bir İngilizce eğitimi almasaydım şu an çalıştığım yerde olamazdım çünkü gerçekten çoğunlukla İngilizce raporlar yazıyor, İngilizce konuşulan toplantılara giriyoruz. Türkçe'yi İngilizce'ye nazaran çok daha az kullanıyoruz. Bu gerçekten kolay bir şey değil ve şu an işimi yabancı dil kullanarak yürütebiliyor olmak bana %100 Üsküdar Amerikan'ın sağladığı bir katkıdır diyebilirim. Fakat kendi çalıştığım hukuk bürosu dışında daha çok Türk müvekkillerle çalışan meslektaşlarıma oranla İngilizcemin tabii ki de bir miktar da olsa daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bizim yaptığımız iş gerçekten kolay değil. Çok detaylı raporlar ve incelemeler yazıyoruz. Bence bunu Türkçe'de yapmak dahi çok zor iken, İngilizce'de yapabiliyor olmak, müvekkili tatmin edebiliyor olmak daha da zor. Burdan yola çıkarak diğer meslektaşlarıma göre çok daha ileri bir dile sahip olduğumu söyleyebilirim. Eğer Üsküdar Amerikan gibi iyi bir yabancı dil, İngilizce eğitimi veren bir okuldan mezun olmasaydım kesinlikle burda çalışamazdım. Ayrıca avukatlık dışında da konuşmak gerekirse şu an global bir dünyada yaşıyoruz ve İngilizce bu dünyaya hakim olan dil. İnsan eğer iyi İngilizce konuşuyorsa ve işini de iyi yapıyorsa başarılı oluyor ve çok para kazanabiliyor. Ben de mesela kendi kızımın iki farklı yabancı dili yarım yarım öğrenmesindense sadece İngilizce'yi çok iyi öğrenmesini tercih ederim.


Hukuk mezunlarına ya da okumayı düşünenlere tavsiyeleriniz var mı?

Hukuk okumayı düşünenlere verebileceğim en büyük tavsiye mutlaka üniversite hayatları boyunca farklı alanlara yoğunlaşan bürolarda staj yaparak, çalışarak deneyim kazanmaları olur. Biz genellikle yaz stajları yapıyoruz ki bence çok kıymetli ve önemliler çünkü bu şekilde hukukun hani alanına yatkın olduklarını, hangi alanda ne üzerine çalışmak istediklerini ya da daha basitinden nasıl bir çalışma ortamı hayal ettiklerini doğru tespit edebilirler. Böylelikle mezun olduklarında sudan çıkmış balığa dönmecek ve ne istediklerini daha net biliyor olacaklardır bence. Mezunlara tavsiyem de hep güncel kalmaya çalışmaları olur. Bol araştırma, bol sorgulama, mevzuatı ve gelişmeleri takip etme onlara iş hayatında pozitif yönde bir katkı sağlayacaktır. Hukuk çok değişen, gelişen bir alan. Her gün mevzuatta değişiklikler olabiliyor, bunları takip etmek senin güncel kalabilmeni sağlıyor. İlerleyen zamanda müvekkillerin eri dönüşleri de hep bu anlamda pozitif olur. Avukat olarak güvenilirliğini arttırır. Avukatlığı diğer mesleklerden ayıran bir diğer özellik sürekli değişiyor olması yani bir süre sonra işi öğrenip hep aynı şekilde yapabileceğin bir şey değil. Dolayısıyla da ündemi sıkı sıkı takip etmek gerekiyor ki işi doğru yapabilesin. Hiçbir zaman ben oldum diyemiyorsun yani hukukta.


Şu an sahip olduğunuz aklınız, hayat tecrübenizle lise hayatınızda neleri farklı yapardınız?

Ya çok güzel bir soru aslında. Bir yanım lise hayatımı o kadar güzel ve keyifli geçirdim ki hiçbir şeyi farklı yapmazdım ve aynısını bir kez daha yaşardım diyor. Hayatımın en güzel beş senesiydi diyebilirim herhalde. Fakat lise hayatım boyunca vizyonumu geliştiricek o kadar fazla eser okutuldu ki bize üzerinde birbirimizle tartışabileceğimiz, çok değerli hocalarımıla fikir alışverişinde bulunabileceğimiz önemli eserler ve ben bunun kıymetini yeterince bilemedim gibi hissediyorum. Şimdiki aklım olsa kesinlikle vizyonumu genişletmek için daha çok çalışır, hocalarımla daha çok konuşur, sohbet ederdim. Kültürel anlamdaki gelişimime daha çok önem verirdim diyebiliriz kısacası.

Comments


bottom of page