“III. Dünya Savaşı kapıda!”, “Korkulan gün geldi!” gibi manşetlere alıştık geçen aylarda. Mağaralarından çıkmayanlar için Ukrayna ve Rusya Federasyonu arasındaki gerilimden bahsediyorum. İlk 26 Kasım’da görmeye başladığımız bu manşetler günümüze kadar devam etmektedir ancak her okuduğunuz haber taraflı, başlarda farkedilmeyecek derecede küçük olan bu gerçeklikteki değişiklikler günümüze gelindiğinde artık insanı rahatsız eder derecede. Peki, madem herkes taraflı, ne bu Rusya-Ukrayna arasında yaşananlar ve bunun dünya ekonomisini etkisi ne olacak?
İlk olarak ne olduğunu anlatalım, bunu da bu kadar ihtilaflı bir konunun anlatımında tarafsızlığı maksimize etmek için hem Rusya’nın, hem de Amerika’nın perspektifi. Öncelikle Amerika’nın bakış açısının üstünden gitmek istiyorum çünkü medya kuruluşlarını elinde bulunduran ve bu sebepten dolayı dünyaya istediği olayı istediği gibi anlatabilen yegane ülke konumunda ve bunu sonuna kadar kullanıyor. Amerika’nın anlattığına göre Rusya olayların başladığı 26 Kasım’da Ukrayna’da darbe yapmayı planlıyordu ve anlatılana göre bu plan su yüzüne çıkarılmış ve yapılmaktan vazgeçilmişti. Emellerini başka yollarla gerçekleştirmek isteyen Rusya, Ukrayna’nın yanındaki Donetsk ve Lugansk bölgelerinden devleti sabote etmesi için ajan göndermişler ancak bunlar da başarısız olmuştur (nasıl başarısız oldukları iki olayın da açıklanmadı). Başka çaresi olmadığını gören Rusya Ukrayna’ya öylesine 130.000 asker topladı ve bu askerler herhangi bir gün Ukrayna’yı işgal edebilir. Buna karşın da Amerika ve ittifakları Ukrayna’yı para ve askeri ekipman ile desteklemiştir ve Polonya’ya 2 bin civarı asker göndermiştir (sanırım Rusya’nın tüm dünyayı ele geçirmeye çalıştığı öngörülüyor).
Daha az desteklenen ama dokümanlarda çıkan bilgilere daha çok uyan diğer bir görüş ise Rusya’nın görüşüdür. Buna göre 2014’te demokratik bir şekilde Rusya Federasyonu’na katılan Kırım bölgesi ve tampon bölge olarak yaratılan Donetsk ve Lugansk bölgelerine Ukrayna 2015’ten beri iki defa savaş açmıştır ve ikisinde de yenilmiştir. Bununla kalmayıp Ukrayna Rus işadamlarını ve gazetecilerinin ülkeden atılmış ve kalanlar da ülke tarafından sürekli baskı altında yaşamıştır. Ukrayna tarafında 80.000 asker toplanmasına karşılık üçüncü bir saldırı bekleyen Rusya kendi ordusunu da sınırı çıkarmıştır. Bunda Rus otoritelerine göre amaç ülkeye saldırmak değil, ciddi olduğunu göstermek ve bölgede sükunetin sağlanması için politik toplantıların yapılması içindi. Ukrayna’nın asker toplaması karşılığında Rusya’nın daha da önemli nedenlerinden bir tanesi de Ukrayna’nın NATO ülkeleri ve özellikle İngiltere ile yakınlaşmalarıydı. Sınır komşusu olan bir ülkenin kendisine karşı kurulmuş ve kendisini düşman ilan etmiş bir gruba katılmasını istemiyordu ve bunun için NATO’dan Ukrayna’nın katılamayacağına dair garanti istiyordu ancak bu istek hızlıca reddedildi. Her ne kadar herhangi bir işgal açıklanmış olmasa da ve Rus kaynaklarına göre bunun bir askeri tatbikat olduğu söylense de, silah satmak ve Doğu Avrupa’da daha da güç kazanıp Rusya’yı güçsüzleştirmek için başta Amerikan ve İngiliz kaynakları olmak üzere batılı kaynaklar Rusya’yı provoke etmekte ve neredeyse hiç yoktan savaş çıkarmaya çalışmaktadır. Bugün gördüğümüz gibi ne kadar Rusya’nın savaş çıkarmak istemediğini göstermek için bazı askerlerini çekmeye başladığına dair video kanıt atmış olsa da Amerikan devleti yerine başka asker getirileceği tahmininde bulundu ve hala her an Rusya’nın savaş açabileceğine dair uyardı.
Peki bu durumdan dünya ekonomisi nasıl etkilenmektedir? En büyük etki enerji sektöründe görüldü, bunun sebebi de doğalgaz ve petrol rezervlerinin dünyadaki en büyük sahiplerinden bir tanesi Rusya, bir varil petrolün fiyatı 70 dolardan 96 dolara kadar çıktı. Bunun dışında Avrupa‘da da enerji fiyatları arttığından ve Rusya’nın doğalgazı kesebileceği korkusuyla ekonomiler bunalıma girmiş, kıtada zaten artan enflasyon seviyeleri fırlamıştır. Amerikan borsası da bu gerilimden etkilenmiştir, ocak ayından beri gerçekleşen büyük düşüşün sebeplerinden biri de bu gerilim olarak görülmektedir. Savaş olup olmayacağını ilerdeki günler gösterecek…
-Teoman Doksanoğlu & Efe Eren
Comments