top of page
Begüm Burçak

Savaş Karşıtlığı "Rusofobi"ye mi Dönüşüyor?

Geçtiğimiz günlerde Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilimin artması ve savaşla sonuçlanması üzerine farklı ülkelerden ve kurumlardan Rusya'ya karşı çeşitli yaptırımlar uygulanmıştı. Bu yaptırımların çoğu siyasi ve ekonomik olsa da edebiyat, sinema, spor ve sanat alanlarında getirilen yasaklar büyük tepki topladı.


Tepki çeken yasaklardan bazıları:

  • Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yakın olduğu bilinen, Münih Filarmoni Orkestrası şefi Valery Gergiev'e işgal kınaması için süre verildi. Sürenin sonunda tepki göstermeyen Gerigev, görevinden alındı. Gergiev, Edinburgh Uluslararası Festivali'ndeki onursal başkanlığı görevinden de istifa etti.

  • Netflix tüm orijinal Rus yapımlarının çekimlerini durdurdu ve bunlar arasında son zamanlarda oldukça ilgi çeken Tolstoy’un eseri Anna Karenina’nın uyarlaması olacak drama dizisi de vardı.

  • Avrupa Yayın Birliği (EBU), mayısta düzenlenecek 2022 Eurovision Şarkı Yarışması'na Rusya'nın katılamayacağını duyurdu.

  • İtalya'daki Milano-Bicocca Üniversitesi, Yazar Paolo Nori’nin Dostoyevski üzerine vereceği dersi iptal etti. Üniversite, kararın gerekçesini "polemiklerden kaçınmak" olarak açıkladı. Tepki çeken karar daha sonra iptal edildi.


Zülfü Livaneli bu konudaki yorumunda şu ifadelere yer verdi:

“Avrupa bu konuda çılgınlık yapıyor. Savaşa giren her ülkenin değerleri yasaklansaydı, bugün Amerika'nın, Fransa'nın, Almanların yazarları, kompozitörleri kalmazdı. Hitler zamanında bile dünya Beethoven'ı, Brahms'ı, Schiller'i, Goethe'yi yasaklamadı. O açıdan korkunç bir hata yapıyorlar ve kendi değerlerine ters düşüyor, kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar, kabul edilebilecek bir şey değil. Dostoyevski evrensel ve insanlığın bir değeri olarak anacaklarına Rus diye yasaklamaya kalkıyorlar. Peki, Gogol'e ne yapacaklar? Gogol Rus edebiyatının en büyüğü... Dostoyevski'nin dediği gibi, Rus edebiyatı 'Gogol'un paltosundan çıktı', onu ne yapacaklar? Eskiden iki akraba, aynı dil, aynı halk arasında bir çelişki var diye bugün bunları yapmak Avrupa'nın kendi değerlerine ters düştüğünü gösteriyor. Fransa'nın Cezayir'i işgali sırasında biz Flaubert, Stendhal okumayacak mıydık, bunlar yok mu olacaktı? Akıl almaz bir çılgınlık ve ben nasıl yaptıklarını hâlâ anlayamıyorum..."
  • Uluslararası Olimpiyat Komitesi Rusya ve Belarus’un uluslararası spor organizasyonlarına davet edilmemesini tavsiye etti. FIFA, Rusya’yı organizasyonlarından men etti, FIA Formula 1 takviminden Rusya'yı çıkarttı.

  • Duyanları şaşırtan bir başka yasak ise Uluslararası Kedi Federasyonu'ndan geldi. Federasyon Rus kedilerin ve sahiplerinin fuarlara girmesini yasakladı.

  • Geçtiğimiz çarşamba günü Britanya'daki Cardiff Filarmoni Orkestrası ve Japonya'daki Chubu Filarmoni Orkestrası’nın Rus besteci Çaykovski'nin 1812 Uvertürü'nü programlarından çıkardıklarını açıklamaları üzerine tartışma tekrar alevlendi.

Britanyalı eski milletvekili George Galloway, kararı faşistlerin kitap yakmalarıyla kıyasladı.


Sosyolog Oya Baydar konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde belirtti:

“Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline ve açtığı savaşa karşı gelirken, savaşa hayır derken aynı zamanda Rus halkına karşı olmamalıyız, hiçbir halka karşı olmamalıyız ve özellikle de o halkın dünya kültür mirasına katkılarını reddetmemeliyiz. Öyle bir slogan bulmalıyız ki hem savaşa hayır demeliyiz hem de bu kültürel mirasa da kimden hangi halktan gelirse gelsin sahip çıkmalıyız çünkü savaşı isteyen halklar değildir. Putin’in bir kitabını engelleyebilirsiniz, bunu anlarım ama savaşı isteyen halklar değildir. Bu tarihsel miras, bu insanlık mirasına karşı yapılacak her şey bir savaş kadar acıdır benim gözümde.”

Savaşa tabii ki karşıyız ancak onu engellemek adına yapılan yaptırımların veya getirilen yasakların dünya kültür mirasına zarar vermemesi gerektiğini düşünüyoruz ki içerisinde bulunduğumuz durumda eserleri yasaklanan veya müsabakalara katılması engellenen sporcuların da savaş yancısı olmadığı görüyoruz. Yapılan yaptırımlar siyasi ve ekonomi boyutlarda olduğu takdirde Rus hükümetine savaşı bırakma yönünde bir motivasyon olabilir belki ancak bunu edebiyat, sanat, spor gibi artık dünyanın ortak kültürel mirası olmuş alanlara yansıtmak hepimize zarar verir ve masum halkı cezalandırmaktan başka bir işe yaramaz. İlerleyen günlerde bu kararların tekrar gözden geçirilmesini, adil olanın yapılmasını temenni ediyor ve olayın boyutlarının “Rusofobiye” veya “kültür faşizmine” dönüşmeden çözülmesini umut ediyoruz.

 

Kaynakça:

Comments


bottom of page