Sosyal Medya Bağımlılığı

Sosyal medya, özellikle evlere kapandığımız bu dönemlerde, istesek de istemesek de hayatımızın önemli bir parçası haline gelmiş durumda.

Birçoğumuz sosyal medyayı eğlence amaçlı kullanıyoruz. Canımız ders yapmak istemeyince, dinlenirken telefona bakıyorsak, arkadaşımız bize bir şey yazdıysa... Günümüzün büyük bir bölümünü kaplıyor. Çünkü aslında sosyal medyada gezmek, kendi hayatımızda yaşayamadığımız şeylere kapılmamıza, hissedemediğimiz çeşitli duyguları hissetmemize olanak sağlıyor. İnstagram'da veya Tiktok'ta gezerken beynimiz dopamin salgılıyor ve hayattan alamadığımız zevki internetten almaya çalışıyoruz. Günümüzde ve özellikle bizim yaş grubumuzda bu oldukça normalize edilmiş bir durum ancak aslında hepimizin farkında olduğu ciddi bir bağımlılık. Gece yatmadan önce biraz telefonda gezmek ,mesela, bir çeşit erteleme örneğidir. Ertesi gün uyandığımızdaki sorumluluklardan, uyumayı erteleyerek kaçmaya çalışmak anlamına gelir. Uykumuz olsa da "bir video daha izlesem nolur ki?" diyip kan çanağına dönmüş gözlerle ekrana bakmaya devam etmek...

Herkes bunun ciddi bir bağımlılık olduğunun farkında, ancak insanlar bundan zevk aldığı için kimse bunu engelliyecek bir şey yapmıyor. Aksine sosyal medyada gördüğümüz "kusursuz" hayatlar bizlerin moralini daha da bozarak bizi kötü hissettiriyor. Elbette demiyorum ki sosyal medya kötüdür ve asla kullanılmamalıdır, çünkü bence oldukça kullanışlı ve gerçekten eğlenceki olduğu alanlar çok. Ancak her şeyin fazlası zarardır. Dolayısıyla sosyal medyanın bizi ele geçirmesini engelleyip gerçekten sadece canımız istediğinde kısaca bakıp, hayatımızı etkilemesi izin vermeyecek seviyeye getirmeliyiz. Yoksa yaptığımız şey sadece kendimize zarar vermek oluyor.