top of page
Back Logo (Clean, White).png
  • Begüm Burçak

Sınavlar Yapılacak, Öğrencilerin Hali Ne Olacak ?

13 Şubat tarihinde sınavlar ile ilgili kesin açıklamalar geldi. Öğrencilerin bir hayli fazla tepkisini çeken MEB'in açıklamasına göre, sınavlar 1 Mart tarihinden itibaren 2 haftayı geçmeyecek şekilde planlanacak ve birinci döneme ilişkin tüm notlar 19 Mart Cuma gününe kadar e-Okul sistemine işlenecek. Sınav konularının kapsamı 1 Kasım 2020 tarihine kadar işlenen konular ile sınırlı tutulacak. Öğrenciler bir gün içerisinde 2 dersten, zorunlu kalındığı takdirde 3 dersten sınav olabilecek. Sınavlar Covid-19 önlemlerine uyularak gerçekleştirilecek.


Okulumuzda ise sınavların 4,5,8,9 ve 10 Mart tarihlerinde yapılacağı duyuruldu, konular sadece kasım öncesi ile sınırlı tutulmadı, öğrenciler öğretmenlerin onlarla paylaştığı konulardan sorumlu olacak. Sınav haftası düzeni, servisler gibi konular ile ilgili duyurunun da bu hafta içinde yapılması bekleniyor.


Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu bu durumdan memnun değil. Özellikle vakalar daha az iken sınavların yapılmayıp şu anda vaka sayıları artarken ve mutasyonlu virüs de ortaya çıkmış olmasına rağmen sınavlar konusunda ısrarcı olunması öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin sağlığını riske atıyor. Ayrıca online eğitimde eşit şartlara sahip olunamadığını ve online eğitimden verim alınamadığını belirten öğrenciler sınavların yapılmasını istemiyor. Bir diğer sorun ise öğretmenlerin aşılarının tamamlanmamış olması. Günümüzde, "adaleti" aradığımız yerlerden olan sosyal medya uygulamalarından lise öğrencileri seslerini duyurmaya çalışıyor, peki duyan var mı ? Geçtiğimiz aylardaki sınav açıklamalarından sonra da olduğu gibi öğrenciler yine Twitter'da etiketler açarak bu duruma sessiz kalmadı. "#SinavVarsaBizYokuz", #SinavdaYokuz", "#ZiyaBakanİstifa" gibi etiketler Türkiye gündeminde ilk sıralarda yer aldı. Şunu da eklemek gerek ki daha önce sınavlar ertelendiğinde de "#ZiyaSelçukİyikiVarsın" gibi övgü etiketleri gündem olmuştu.


Tüm tepkilere rağmen Milli Eğitim Bakanı sessizliğini korumaya devam ediyor ve adeta öğrencileri yok sayıyor. 17 Şubat günü yapılan Kabine toplantısının sonrasında herkes sınavlar ile ilgili bir açıklama bekliyordu. Öyle ki "#KabineLiselileriDuy" etiketi açılmıştı. Toplantı sonucunda Cumhurbaşkanı ülke gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu ancak sınavlar konusuna yine değinilmedi.


Dünya genelinde ise daha önce birçok ülke sınavları iptal etmişti. Şu riskli günlerde okula gitmenin doğurabileceği sonuçlara örnek olarak ise Amerika gösterilebilir. Amerika' da okulların açılmasıyla 3 milyon civarında çocuğun koronaya yakalanmış olduğu söyleniyor. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimsek Yavuz 12 Şubat'ta dünya genelinde görülen mutasyona uğramış virüs ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:

“İngiltere’de görülen mutasyon virüs yani "Varyant 1", bulaşma hızı yüksek olduğu için endişe yaratıyor. ABD’de Mart ayına kadar bu varyantın basık olacağı öngörülüyor. Türkiye'de de en fazla saptanan şu ana kadar bu varyant. O nedenle Türkiye'de de bu varyantın yayıldığını kabul edebiliriz. Mevcut kısıtlamalara devam etmek zorundayız. Buna rağmen bu varyant ülkemizde de baskın hale gelirse, bu önlemleri de artırmamız gerekebilir. Okulların tamamen açılması bu nedenle ötelenecek."

Ancak MEB, Bilim Kurulu'nun uyarılarını dikkate almıyor ve sınavların yapılması ve okulların açılması konusunda hala ısrarcı.

 

Ülkemizde ve diğer ülkelerde durum böyleyken biz sizlerin de düşüncelerini almak istedik. 16 Şubat'ta sizlerle "Sınav Haftası" konulu bir anket paylaşmıştık, anketimize oldukça fazla ilgi gösterildi ve çok fazla geri dönüş aldık.


İlk sorumuzda sizlere sınav haftasının yüz yüze olmasını isteyip istemediğinizi sorduk:

Gelen yanıtlar, tahmin ettiğimiz gibi, okulumuzdaki öğrencilerin de sınavların olmasını istemediğini gösterdi. Buna gerekçe olarak günlük vaka sayılarının hala çok yüksek olmasını hatta geçtiğimiz ay iptal edilen sınav haftasındaki vaka sayısından bile daha yüksek olması, şehir dışından gelecek öğrenciler, güzergah servisleri olursa ulaşım sıkıntıları ve dolayısıyla toplu taşıma kullanımıyla virüs bulaşma riskinin artması gösterildi. Çoğu öğrenci aylardır ailesini ve kendini korumak adına dışarı çıkmadığını sınavlar yüzünden de sağlığını riske atmak istemediğini söyledi. Ayrıca sınavın gerekli olmadığını çünkü çoğu öğretmenin olur da sınav yapılamazsa diye düşünerek oldukça fazla sayıda quiz yaptığı ve proje ödevi verdiği belirtildi. Sınav tarihine de sadece iki hafta kala haber verilmesi ve konuların MEB'in açıklaması aksine sadece kasım ayına kadar olan kısımlardan olmaması şikayetçi olunan bir diğer nokta.


İkinci sorumuzda sizlere sınavların online olmasını isteyip istemediğinizi sorduk:

Öğrencilerin yarısından fazlası istemediklerini çünkü rahatlıkla kopya çekilebileceğinden adil olmayacağını, online olduğu için sınav sırasında yaşanabilecek teknik aksaklılar olabileceğini ve evdeki ortam yüzünden odaklanma sorunları yaşanabileceğini söylediler. Online sınavların olmasını isteyenler ise bunun her şeye rağmen okula giderek sağlığımızı tehlikeye atmaktan daha iyi bir çözüm olduğunu belirtti.


Üçüncü sorumuzda sınavların konu aralığı ile ilgili görüşlerinizi aldık:

Bu soruya verdiğiniz cevapların yüzdesel dağılımı, görmüş olduğunuz üzere birbirine çok yakın. Konuların kasım tatili öncesini kapsamasını isteyenler bu konuları pekiştirmek için oldukça fazla zamanları olduğunu zaten MEB'in de açıklamasının bu doğrultuda olduğunu ve diğer okullardaki öğrenciler ile aynı konulardan sorumlu tutularak sınav sürecinin adil olması adına bunun uygun olduğunu söylüyor. Kasım tatili ile sömestir tatili arasındaki konulardan sorumlu tutulmamızı isteyen öğrenciler ise bu konuların kasım öncesi konular kadar eski olmadığını ayrıca sömestir tatili sonrasındaki konuların da 2. dönem sınavlarında yer alması gerektiğini belirtiyor. Sınavda sömestir tatili sonrasındaki konuların yer almasını isteyenler de bu konular daha yeni işlendiği için öğrencilere bu zorlu şartlar altında az da olsa kolaylık sağlayacağını, öğretmenlerin yapacağı kısa bir tekrarın yeterli olacağını söylüyor.


Son sorumuzda sizlere sınavların olmaması durumunda nasıl notlandırma yapılması gerektiğini sorduk:

En çok oy alan öneri sınav notu sayılacak projeler verilmesi, bununla birlikte, öğrenciler öğretmenlerin zaten pek çok proje ödevi verdiğini okula gidip sağlığımızı riske atmak yerine böyle bir yöntemin daha mantıklı olduğunu söylüyor. Onu takip eden ikinci öneri ise bu dönem yazılı notları verilmemesi yönünde çünkü öğretmenlerin hali hazırda bir not oluşturmaya yetecek kadar ödev, quiz ve proje verdiğini ve bunların da ders içi katılım, performans, notuna dahil edilerek oldukça kapsamlı ve yeterli bir not oluşturulduğunu söylüyorlar. En çok oy alan üçüncü seçenek ise yazılı notlarının quiz notlarından verilmesi ancak bu durumda kopya olayları yaşandığı ve yaşanabileceği için çoğu öğrenci bunu tercih etmiyor.


Sonuç olarak öğrencilerin MEB'den ve okul yönetiminden beklediği tek şey empati. Bu, hem mental hem de fiziksel sağlığımız açısından zorlayıcı süreçte sınavların yapılması çoğunluk tarafından yanlış bulunuyor. Yazımızı bitirmeden önce tekrar belirtmek isterim ki burada söz konusu olan milyonlarca çocuğun, öğretmenin ve velinin canı, hayatıdır; geri dönüşü olabilecek daha sonra hata yapmışız denilebilecek bir durum kesinlikle değil. Sağlık Bakanlığı'nın ve Bilim Kurulu'nun yaptığı açıklamalar, paylaştığı veriler göz önünde bulundurularak en doğru kararın alınmasını, kimsenin hayatının riske atılmamasını istiyoruz. Biz öğrenciyiz, biz çocuğuz, biz bu ülkenin geleceğiyiz... Geleceğimizi, geleceğinizi riske atmayın! Sınavlar mı sağlığımız mı, hangisi daha değerli ?

 

留言


bottom of page