top of page
  • Sedef Kara

Toplumsal Normlar



Hepimiz "toplumsal normlar" söz öbeğine illa ki hakimizdir. Peki nedir bu normlar? Neden varlar? Kim üretmiş? Neden uymak zorundayız? Bunun gibi birçok yerinde soru sorulabilir bu tabire karşı. Eğer sözcük anlamına bakarsak norm: Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural, düzgü. (TDK) şeklinde karşımıza çıkıyor. Peki burdaki yargılama veya değerlendirmeyi kim yapıyor? Toplum. Peki bu normları kim yaratıyor? Toplum. O zaman baskıcı atmosferi kim yaratıyor? Tabii ki yine toplum.


Burda vurgulamak istediğim nokta şudur ki çocukluğumuzdan beri belli kalıplar içerisinde büyüdük. Ailelerimizden olsun, öğretmenlerimizden veya sosyal çevremizden olsun hep belli başlı alışılagelmiş kurallara uyarak öğrendik hayatı. Yasal açıdan olmasa da, yazılı olmayan bir kurallar bütünü vardı. En basitinden, kızlar pembe erkekler mavi rengiyle eşleştirilirdi. Doğumda başlardı bu durum, daha yeni doğmuş bebek erkekse mavi yatağa kızsa pembe yatağa yerleştirilidi. Cinsiyet belirleme partileri hep mavi ve pembeyle yapılırdı vb. Daha doğumdan başlayan belli başlı kuralların olduğu net yani. Halbuki bu kuralları yaratan da toplum, uymayan da toplum, uymayanı yargılayan da toplum. Bir birey, kendi olmalıdır. İstediği gibi yaşayabilmeli, başkalarına zararı dokunmadığı sürece kendisini kısıtlanmış hissetmeden yaşayabilmelidir hayatını. Bir erkek isterse oje sürmeli, bir kadın isterse vücut geliştirebilmelidir. Ve bu kimsenin umuru olmamalıdır. Cinsiyet normları, katı toplumsal normların en güçlü örnekleridir ancak bu sadece burada da sınırlı kalmaz. Eğitim sistemimizin 17 yaşında tüm hayatı planlamamızı bekliyor olması, sosyal zekanın akademik zeka kadar rağbet görmemesi toplumsal normlara örnek olabilir.


Her ne kadar bu normlardan sıyrılmak ve kendimiz olarak yaşamak çok zor ve yorucu olsa da, bunu yapmalıyız. Toplumsal normlar, yıllar öncesinden beridir var. Ancak insanlık o zamandan bu zaman çok değişti ve çok gelişti. Yüz yıl öncesindeki medeniyet ile günümüz medeniyeti arasında dağlar kadar fark olsa da nasılsa toplumsal normlar aynı kalmayı ve halk da aynı sertlikle yargılamayı başarıyor. Zor, ama önemli olan bu yargılardan sıyrılmak ve bir birey olarak istediğimiz, kendimiz olduğumuz hayatı yaşamak.

Comments


bottom of page