top of page
Aslı Türkölmez

TÜBİTAK Proje Yarışması Röportajı - Ece & Eda Paksoy


Neden TÜBİTAK yarışmasına katılmaya karar verdiniz?

Ece: TÜBİTAK’a aslında geçen sene Türker Hoca ile başka bir grup katılmıştı, ben de Türker Hoca’yı çok seviyorum. Bu sene de onun TÜBİTAK projeleri kulübü vardı. Onunla beraber bir kulüpte olalım diye girdim aslında. Tamamen Türker Hoca odaklıydı.


Eda: Evet. Üstelik, zaten okulda çok fazla rapor yazdığımız için yazabilirim gibi geldi, çok zor bir şey gibi gelmedi, yapalım dedim.


Matematiğe ilginiz ne zaman, nasıl başladı?

Ece: Ben matematikte hep daha iyi olmuşumdur. Biz sınıfta Eda ile okumayı en son öğrenen insanlardık. Hiçbir zaman Türkçe ve sosyal derslerle alakam iyi olmamıştır, daha çok matematik ve fen dersleri ilgimi çekmiştir. Matematik küçüklüğümden beri hep daha kolay gelmiştir ve sevmişimdir.


Eda: Matematik en kolayı gibi geliyor çünkü çok kesin kuralları var ve bir şeyi anladıktan sonra onunla ilgili genelde her şeyi yapabiliyorsun. Kesin çerçeveli olması benim hoşuma gidiyor.


Hazırladığınız raporun detayları neydi ve nasıl aklınıza geldi?

Ece: Epilepsi krizi sırasında beyin aktivitesi çok yüksek ve karışık oluyor. Normalde beyin aktivitemiz periyodik bir şekil gösteriyor ama kriz sırasında periyodikliğini bırakıp kaotik bir şekilde ilerliyor. Bunu da biz matematikte grafiklerle gösterdik. Bir konu bulmamız gerekiyordu, benim zaten biyolojiye ilgim vardı, biyolojik bir konu olmalıydı benim için. Dalgaları düşünürken, matematik ile ilgili kanalları takip ediyordum Youtube’tan, bu grafiklerle (bifurkasyon) alakalı bir şey çıktı karşıma ve öğrendim ki bu grafikler her dalga için uyarlanabiliyormuş. Biz de dedik ki neden beyin dalgaları için olmasın...


Siz ikiz olarak katıldınız, bu normalde mümkün olan bir şey mi, nasıl hissettiniz?

Ece: İki kişilik gruplar olabiliyor, ben de dedim, Eda ile katılırsam daha yüksek bir şansım var.


Eda: Zaten rapor 25 sayfaydı, çok uzun bir şeydi. O yüzden işi bölüşmek açısından da faydalı oldu.


Bu yarışma size ne kattı?

Ece: Eda ile daha iyi anlaşmamı sağladı. Ben normalde okul projelerinde kolay olması açısından din, İspanyolca gibi dersleri seçtim. O yüzden matematik projesi yazmak farklı bir deneyim oldu. Bir de matematik işlemlerini google docs’ta yazmayı öğrendim.


Eda: Daha düzgün bir şekilde rapor yazmayı ve belirli veriler arasında bağlantı kurmayı daha iyi anladım. Mesela epilepsi ve bifurkasyon grafiği arasında normalde hiçbir ilişki yok, internette de bir şey bulamadık. Sadece bizim akıl yürütmemiz gerekti. O yüzden hoştu bence.


Nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz?

Eda: Birkaç ay sadece konu bulmakla geçti. Konu bulmak üç ay, yazmak bir ay sürdü. Bir de anlamamız çok uzun sürdü, dediğimiz grafikleri Ece normalde anlayan taraftı ama bana anlatması da gerekti. Daha sonra yazması, bunlara nazaran daha kolaydı.


Ece: Normalde tam olarak matematiğin çok bilinen bir alanı değil, hiç duyulmamış. Türkçe hiçbir kaynak yok, İngilizce’de de sayılı kaynaklar vardı. O yüzden yeniden bir şey üretmemiz gerekti, zevkliydi ama zorlayıcıydı da.


Bölge finallerine çıktınız fakat şimdi önünüzde daha zorlayıcı rakipler var, kendinize güveniyor musunuz?

Eda: Bölge finallerine aynı proje ile gidiyoruz, sadece sözlü sunum yapmamız gerekiyor. Bu cuma sunumumuz var, bence güzel oldu ama bilemiyorum geçebilir miyiz.


TÜBİTAK araştırma projesine katılmak isteyenler için ne önerirsiniz, ya da bir tavsiyeniz var mı?

Eda: Bence katılmayı düşünenler kesin katılsınlar, kaybedecekleri bir şey yok. Konuları erken belirleseydik daha kolay olabilirdi, çünkü aralık-ocakta biz sürekli anlamaya ve yazmaya çalıştık. 25 sayfa rapor yazmak da çok kolay olmadı. Ama başvurmadan önce kafalarında bir konu taslağı olması önemli.

Comments


bottom of page