top of page
  • Yazarın fotoğrafıGöktuğ Akbıyık

Öğretmenler Günü Röportajı - Sedat Toy

İlk ne zaman ve neden öğretmen olmaya karar verdiniz?

Aslında bizim zamanımızda meslek seçimleri konusunda üniversite tercihlerini yaparken sınava girdiğimiz zaman bir tercih formu dolduruyorduk. Bu tercih formunu da farklı alanları, 20 tane tercih yaparak dolduruyorduk. Ben de sınava hazırlanırken yazacağım bölümler içerisinden bir tanesini de coğrafya seçmiştim, konuları hoşuma gidiyordu. Biraz da kendi içimde var olan bazı şeyleri görebildiğim ve yaparken mutlu olduğum bir şeyler olması sebebi ile alan olarak coğrafya seçmiştim. Onu da üniversiteye hazırlık sürecini karar verdiğimi söyleyebilirim.


En çok etkileyen öğretmeniz kimde eğitim hayatınızda, ve sizin üzerinizde bu öğretmeninizin nasıl bir etkisi oldu?

Benim daha çok ilkokulumdaki ilk 4 yılda öğretmenliğimi yapan bir hocam, bir hanımefendi vardı. Kendisi çok disiplinli, otoriter ve sistematik hocaydı. Kendisi ayrıca çaba harcayan ve kendisini bu konuya adamış bir hocaydı. O etkileyici bir yaklaşımdı benim için.Onun haricinde lisedeki öğretmenlerimin birçoğu da zaten kolay iletişim kurduğum ve bir şekilde etkilendiğim öğretmenlerimdi,o yüzden bir kişi diyemeyeceğim, birkaç kişi diyebilirim.


Öğretmenlik yaptığınız süre zarfında sizi en çok mutlu eden olay neydi?

Ben öğretmenliği üniversiteden mezun olduktan çok sonra girdim Öncesinde üniversitede öğrenciyken bankada çalışıyordum ve uzun bir süre çalışmaya devam ettim. Bir ara öğretmenliğe girişmem konusunda arkadaşlarım ’’Bir denersen görürsün,farklı bir deneyim olur.’’ gibi cümlelerle beni teşvik etmişlerdi. Ben o zaman 6. sınıf öğrencilerinin olduğu bir sınıfa girmiştim. Sınıfa İlk girdiğimde bütün öğrencilerin üzgün olduğunu ve ağladığını gördüm.’’Neden ağlıyorsunuz?’’ dedim. Öğrenciler çok sevdiğimiz bir arkadaşımız İstanbul'dan Antalya'ya yerleşecek ve biz bunun için çok üzülüyoruz dediler. Hepsi de kendilerini kaptırmış ağlıyor. Ben o zamanlar çok sert rekabetin olduğu bir ortamdan öğretmenliğe geçmiştim ve buradaki dünya çok daha farklıydı. Yani ufacık çocukların duygusallık içinde birbirlerine sahip çıkmaları ve ağlıyor olmaları beni çok etkilemişti. Benim de o sırada gözlerim yaşardı tabii ve sırtımı döndüm sınıfa ki görmesinler gözlerimin yaşardığını diye.O bir hafta içerisinde ben bu mesleği sevdim ve o olay benim için bir dönüm noktası diyebilirim aslında.


Peki Üsküdar Amerikan Lisesi'nde Öğretmenlik yapmak size diğer yaptınız öğretmenlik tecrübelerinden farklı olarak ne kattı?

Burası benim üçüncü eğitim kurumum. Kıyaslama yapacak olursam köklü bir geçmişi olan bir okul. Onun yanı sıra benim için en iyi tarafı çok iyi öğrencilerinin olması. Bu Çok önemli bir şey çünkü bu, hem sizin bu mesleği sevmenizi, geliştirmenizi ve daha fazla birikim edinmenize de yardımcı oluyor. O da bu işin en keyifli tarafı. Üsküdar Amerikan lisesindeki deneyimim için biraz daha içi dolu bir deneyim olduğunu, çalıştığım diğer eğitim kurumlarına göre arada böyle bir fark olduğunu söyleyebilirim.


Bir öğrencide aradığınız özellikler nelerdir ve bir öğrencide hangi özellikler bulunursa o öğrenci ile yaptığınız dersten daha çok zevk alırsınız?

Öncelikle ben sadece öğrenci olarak değil de kişi olarak, bir birey olarak her zaman insanların birbirine karşı saygılı ve sevgi içerisinde olmasını prensip olarak görürüm. Benim en hoşlanmadığım davranış ise saygısızlıktır. Ben de ayrıca karşımdaki kişiye de her zaman saygılı olmaya çok özen gösteririm ve karşımdaki bireyden de saygı anlamında aynı önemi göstermesini beklerim. Bir öğrencinin meraklı olması, çalışkan olması da önemli çünkü bu özellikler olduğu zaman diğerleri kendiliğinden geliyor.


Sizin eğitim verdiğiniz bir öğrenciyi ileride büyümüş üniversiteye ya da işe girmiş bir şekilde görmek size ne hissettiriyor?

Okul sürecinde öğrencinin bütün gelişimini görmek ve o aşamalara tanık olmak çok keyif verici bir durum ve siz de ona dokunuyorsunuz, katkıda bulunuyorsunuz. Fakat bu sadece bizim öğrenciye yeni bilgiler öğretmemiz anlamına gelmiyor, biz de öğrencilerden bir şeyler öğreniyoruz. Bu da karşılıklı olarak ilişkideki verimi artırıyor.Ben zaman zaman öğrencilerimi takip ederim. Ne yaptılar, ne yapıyorlar şu anda, hangi alandalar onu çok takip ederim. 2010 yılında mezun ettiğim öğrencilerim şu anda 30'lu yaşlarına geldiler ve onlarla hala görüşüyoruz, paylaşımlarda bulunuyorlar onlar da.Ben onlara da diyorum, sizin bu aşamalarınızı görmek çok keyif verici, giderek büyüyorsunuz şeklinde. Öğrencilerimin o aşamalarını görmek benim için çok değerli. Öğrencilerimin o aşamalarını da takip ederim hatta bazen katkıda da bulunurum. Yani o öğrenciyi unutmam, onun o aşamalarını da çok isteyerek takip ederim ne yapmış, şu anda nerede gibi.

Comments


bottom of page